KIŞ GÜNLÜĞÜ-PAUL AUSTER
Paul Auster adını ilk kez ortaokuldayken Resim Öğretmenimin elinde görmüştüm,'Ay Sarayı' kitabında. Resim öğretmenimiz biraz burnu havada bir kadındı.Güzel Sanatlar mezunu,İstanbullu,kokoşun da fevkinde bir kadın.Biz taşralı öğrencilerini pek sevmezdi..Benim de pek sevdiğim biri değildi anlayacağınız.Ben de hemen önyargımı oluşturdum:'bu kadının sevdiği bir şeyi sevecek değilim heralde,demek ki büyüyünce Paul Auster okunmayacak!'Bu yaşıma kadar okumadım da (artık kadını ne kadar sevmemişsem:)Gel gör ki kitapçıdaki o kadar kitap içinden, bu kitap beni seç beni seç diye göz kırptı sanki bana..Adı da kapağı da öyle hoşuma gitti ki..Aldım sonunda..Ne iyi etmişim,Paul Auster'a başlamak için en doğru kitapmış bu.Çünkü Kış Günlüğü'nde çocukluğunu, gençliğini, ailesini, akrabalarını,sevgililerini, sevdiği yemekleri,oturduğu evleri,gittiği okulları,üzüldüğü sevindiği şeyleri, tüm hayatını anlatmış Paul Auster ve ben onu da yaşadığı hayatı da çok sevdim.Kokoş resimciye değil bana benzediğini anladım:))Kitabı da kendisine yazmış sanki.Tüm cümlelerin öznesi,ikinci tekil şahıs.'O gün erken kalktın ve pencereyi açtığında gördün ki bıdı bıdı bıdı...'gibi.Baştan hoş gelmedi ama sonra alıştım bu dile.Hatta öyle alıştım ki bir yazımda bile kullandım.(Çok fena fikir çalarım,bilen bilir:) Kapağındaki kapı numaraları da şu ana kadar oturduğu evlerin kapı numaraları.Çok hoş bir fikir değil mi bu da?Sonra işte kitap bitti.Haftasonu kitapçıya gittiğimde yine gözüme çarptı. 'Keşke okumamış olsaydım,şimdi bunu alırdım dedim kendi kendime..Neyse haftaya karneleri veriyoruz.Kitap okumak için bol bol vaktim olacak artık..Siz de bana kitap önerseniz,misal şuan güzel bir kitap okuyan ama bunu bana söylemeye üşenen,amaaan diyen okur,bencillik etmesen de sen de adını benle paylaşsan ne güzel olur:))