Lilypie First Birthday tickers

Lilypie Third Birthday tickers

Pages

Tuesday, May 28, 2013

Adrasan'da

   Kapadokya yalan olduğundan kendimi eski tatil görüntüleriyle avutuyorum.At izinin it izine karıştığı yıllarda gezebilmişiz de.Durumu o kadar acıklı hale getirmenin lüzumu yokmuş:)Yine arşivlemek için yazıyorum:
  Bir vakitler biz Adrasan'a gitmiştik. Antalya'nın Kumluca ilçesi yakınlarında Olimpos'a çok yakın, sessiz sakin,huzurlu bir yerdi Adrasan. Sempatik bir ailenin işlettiği Aybars  Hotel'de kalmıştık.Meyve ağaçlarıyla dolu kocaman bir bahçesi, dere üstünde masaları, minderleri yer sofraları olan müthiş güzel bir yerdi..
   Deniz sadece 150 metre uzaklıktaydı.Plajı oldukça sakin,denizi tertemizdi.Otelde kahvaltı ve akşam yemeği veriliyor ama onun dışında acıktığında etrafta yemek yemek için düzgün bir yer olmaması tek kusuruydu. 
    
Bu fotoğrafları otelin sitesinden aldım.Burası anayoldan derenin karşısındaki otele geçilen asma köprü..



Bu da bizim çektiklerimizden.

Çocukla  gidilebilecek hatta çok da rahat edilebilecek bir yer olduğundan belki tekrar gidebiliriz.

İnşallah..

Friday, May 17, 2013

Alaçatı'da


Derleme toplama projem kapsamında gezileri de aradan çıkarayım dedim.Gerçi 3 yıldır hiç gezdiğimiz yok ama bu yıl şeytanın bacağını kıracağımızdan ümitliyim.Ümit etmek güzel şey neticede..
 Bir vakitler,çoluğumuz çocuğumuz yokken gitmiştik Alaçatı'ya.Serkanla ilk tatilimiz olduğundan özel bir yeri var bizde.Kesre Otel'in lavanta kokan bu güzel odasında kalmış,bahçesinde otlu zeytinli kahvaltılar etmiştik.Akşam bahçedeki yatağında uzun oturmuş, geleceğe dair planlar yapmıştık..Şişarka'da pizza,Özsüt'te sakızlı muhallebi, sokakta buzlu badem yemiştik..Sakin plajında Ateşle Oynayan Kız'ı okurken ben,Serkan denize girmişti bol bol..İşte o yüzden biz 3 gün kalmış olsak da kalbimiz Ege'dedir hala...






Kitap Listesi

Ben biriktirmeyi severim demiştim bir defasında hatırlar mısınız bilmem.Boş vakit bulduğum şu dakikada bloğumu bir toparlayayım istedim.Şu ana kadar okuyup blogda anlattığım tüm kitapları bir liste yaptım.Derli toplu şuracıkta dursun istedim.

2013 YILI KİTAPLARI

1.Bir Soru Bir Aşk - David Nicholls

2.Kuyucaklı Yusuf - Sabahattin Ali

3.Bir Yumak Mutluluk - Debbie Macomber

4.Emma - Jane Austen

5.Aşk ve Gurur - Jane Austen

6.Sana Soyundum - Sylvia Day

7.Reflected in You - Sylvia Day

8.Uğultulu Tepeler - Charlotte Bronte

9.Ruhundaki Zehirle Yüzleş- Tess Gerritsen

10.Masumiyetin İçin Savaş - Tess Gerritsen

11.Sınırın Güneyinde, Güneşin Batısında - Haruki Murakami

12.İmkansızın Şarkısı- Haruki Murakami

13.Akıl ve Tutku - Jane Austen

14.Yaban Koyununun İzinde - Haruki Murakami





2012 YILI KİTAPLARI

1.Travma -Steve Hamilton

2.Asla Arkana Bakma - Tess Gerritsen

3.Bir Gün - David Nicholls

4.Leviathan - Paul Auster

5.Bıçak Sırtı - Tess Gerritsen

6.Shantaram - Gregory David Roberts

7.Beyoğlu Rapsodisi - Ahmet Ümit

8.Çırak - Tess Gerritsen

9.Şans Müziği - Paul Auster

10.Sunset Park - Paul Auster

11.Münire - Yusuf Al-Muhaymid

12. Bahçemde Yeşeren Umutlar - Debbie Macomber

13.İncir Kuşları - Sinan Akyüz

14.Kış Günlüğü - Paul Auster

15.Küçük Mucizeler Dükkanı - Debbie Macomber

16.Duyguların Rengi - Kathyrn Stockett

17.Sonra Hayat Yeniden Başlar - Mustafa Mutlu

18.Sur Kenti Hikayeleri - Ali Ayçil

19.Anne İş'te - Sabiha Paktuna Keskin

20.Serenad - Zülfü Livaneli

21.Kürk Mantolu Madonna - Sabahattin Ali

Sunday, May 5, 2013

Ayın Kitapları

1.SINIRIN GÜNEYİNDE,GÜNEŞİN BATISINDA - HARUKİ MURAKAMİ

kaynak idefix
  Bir vakitler yine bu ayın kitapları bölümünde siz ne okuyorsunuz hanımlar demiştim de 2-3 kişi cevap vermişti hani, hatırlar mısınız?İşte bunlardan biri de Tuba'ydı. Haruki Murakami'nin 1Q84 adlı kitabını okuyorum demişti.Adını ilk o zaman duymuştum bu yazarın.Sonra kitap bloglarında  karşılaştım.Kitapçıya gidip bakınca 1Q84'ün ebatlarından gözüm korktuğu için Sınırın Güneyinde Güneşin Batısında ile başlayayım dedim.Çünkü en ince kitabı buydu (Bkz Düz Adam:))
Kült yazar diyordu yazarın hayatını okuduğumda.
Bir hikaye anlatıyorsun, sonu mutlu biterse klasik yazar oluyorsun ama abuk subuk biterse,ya da bitmezse çünkü sonunu yazasın gelmezse, öyle havada bırakırsan  kült oluyorsun. Bir de tabii gizemli karakterler lazım.Onlar öyle bir görünüp kaybolmalı, okuyucuda merak uyandırmalı amma  sen merakı doyurmamalısın.Türk bir yazar yazsaydı eminim karakterler iyi oluşturulmamış derdim, O Şimamoto neydi öyle arkadaşım? Bir açıklasaydın merakımızı giderseydin derdim ama şimdi bu Haruki Bey kült olduğundan saygı duymaktan başka çarem yok.Sorgulamaya kalkarsam çok avam görünürüm ki bunu hiçbirimiz istemeyiz değil mi sevgili okurlarım?Her neyse bakmayın böyle konuştuğuma,sınırlı  sayıda kült edebiyat tecrübemle (Gönülçelen,Otomatik Portakalla falan) ancak bu kadar yorumlayabiliyorum.
Sonuç olarak kitabı çok sevdim ben.Bunun da beklentiyle alakalı olduğunu düşünüyorum.Ben daha zor kafa karıştıran bir kitap olduğunu düşünürken gayet basit bir dille yazılmış güzel,ilginç bir hikaye olduğunu gördüm.Çok da kafa yormadan bir-iki günde bitiriverdim.Tavsiye ederim.

2.İMKANSIZIN ŞARKISI - HARUKİ MURAKAMİ

kaynak idefix

İlk kitabı kısa sürede okuyup bitirince yazarın diğer kitaplarına bakınmaya başladım.Ekşi sözlük ahalisinin yorumlarına güvenerek İmkansızın Şarkısıyla devam etmeye karar verdim.
Bu kitabı da severek okudum.Ama sevmediğim gereksiz bulduğum yerler de yok değil.Ana karakter Vatanabe adında bir üniversite öğrencisi.Neden herkesle yatmak zorundaydı bilmiyorum.Kitabı okumayanlar vardır diye pek kitap içeriğinden bahsetmem genelde ama Reiko'yla bile yatar mı insan yahu?Nefret ettim oğlandan.Gerçi doğru yolu buldu sonunda.Takdir ettim ben de.Kitap güzel,karakterlerin hepsi ayrı bir derya.Ama bana göre aman aman, illa okunası bir kitap değildi açıkçası.Bu da beklentiyle alakalı.Süper olmasını beklemiştim çünkü..
Kıyaslamam gerekirse şu anda okumakta olduğum Yaban Koyununun İzinde daha ilginç ilerliyor.Bundan sonra da Sahilde Kafka'yı okumayı planlıyorum.

4.AKIL VE TUTKU- JANE AUSTEN


İngiliz Edebiyatı okuma projem kapsamında da Jane Austen'dan Akıl ve Tutku'yu  okudum.Geçen ay okuduğum iki romanını da daha önce (orta okuldayken) okuduğum için neyle karşılaşacağımı biliyordum ama bu romanın sonu beni çok şaşırttı.İçerik de diğer iki romandan biraz farklıydı.
Jane Austen küçük bir yerleşim yerinde İngiltere sosyetesinden uzak, kalabalık bir ailede kız kardeşleriyle sessiz sakin yaşamış.Dolayısıyla da  dönemin siyasi,sosyal olaylarından uzak kalmış bir yazar.Bu yüzden de kitaplarında taşrada yaşayan, kalabalık kız kardeşlerden oluşan ailelerin basit hayatlarını anlatıyor.Romanlarında genellikle kızlardan küçük olan bir kaçı silik ya da aptal, büyük olan kızlar da zeki , güzel ve asil oluyor.Bu kitap da diğerleri gibiydi o açıdan.Farkı bu ailenin babasının hayatını kaybetmiş olması, üvey ağabeylerinin yengenin etkisi altında kalarak kızlardan uzaklaşması, diğer erkek karakterlere de öbür kitaptakilere göre daha az yer verilmesiydi.Kadınlar, onların aşkları, umutları, hayal kırıklıkları,rekabetleri üzerine bir kitaptı yani.Çok çok sürükleyici değilse de ben klasik edebiyat sevdiğim için severek okudum.

Sunday, March 24, 2013

Ayın Kitapları

İki ayın kitapları yani..O yüzden biraz uzun. Birazcık yahu..Hemen kaçmayın:))Akıcı bir dille yazdım.Teşbih ve İntaktan, mübalağadan, tecahülü ariften uzak durdum.Sonracığıma yer yer monologlar var.Ne bileyim?Ne bileyim?

1.EMMA- JANE AUSTEN

 Geçenlerde aklıma takılmıştı.Üniversitede o kadar İngiliz Edebiyatı dersi okudun, tek bir İngiliz klasiğini doğru düzgün okumadın Nuray dedim kendi kendine 'hep sağdan soldan not topladın,özet okudun,filmini izledin,tiyatroya bile gittin ama okumadın.Utanmıyor musun?'dedim 'Utanıyorum' dedim.'O zaman bari Türkçesini oku' dedim.'Tamam' dedim.Ve hemen bir liste yaparak İngiliz Edebiyatı okumalarıma başladım.İlk olarak Emma'yı seçtim.Çünkü Jane Austen'ı ortaokuldayken level'li readerlar olurdu ya hani,işte onların advanced'inden okumuştum,hikayeyi biliyordum yani..Aldım, sömestrda kıvrılıp kıvrılıp okudum.Sonunda kimin kiminle ne olacağını bildiğim için bir an önce sadede gelsin istediğimden bana çok uzun geldi bu roman. Bazen Miss Bates'le Mrs Elton'ın boş gevezeliklerinden bıktım usandım.Ama sonuna kadar azimle okumaya devam ettim tabii.Kitabı gece yarısı bitirince ekşi sözlüktü yorumlardı derken kendimi BBC'nin çektiği Emma dizisini izlerken buldum.Sabaha kadar dizi izledim.Pişman mıyım?Kesinlikle hayır.Çünkü anneler hiç uyumadan da yaşayabilir:)
2.AŞK VE GURUR - JANE AUSTEN
Emma'yı Can Yayınlarından almıştım.Bilirsiniz ki kendilerinden çıkan kitaplar pek pahalıdır. Emma'ya 28tl bayılınca 'Dur dedim Nuray; etin ne, budun ne? Bırak Can Yayınları'nı, daha ucuz bir yayın evi bul' dedim.Tuttum Altınbilmemne  diye bir yayınevinden Aşk ve Gurur'u aldım.Aslında kapağından anlamalıydım ne kadar özensiz basıldığını.Çünkü Kitap 18.yüzyıl İngilteresinde geçiyor ama kapakta 2000li yıllardan bir delikanlıcık var.Büyük ihtimal Balıkesirli'dir kendisi.Zira kitap orada basılmış:)Kitabın adını Aşk ve Gurur görünce cool oğlanı dayamışlar kabına:)İşte ben mesajı alamayıp 10 lirayı verdim,akıllılık ettiğimi sanarak kitabı da çantaya attım.Ancak ilk sayfadan başlayarak öyle büyük imla hataları, öyle saçma bir çevirisi vardı ki,her sayfayı kendi kendime söylenerek okudum.Bu hikayeye bayılırdım oysa.Bütün okuma hevesim kaçtı çevirisi yüzünden.Ucuz etin yahnisi mi diyeyim ne diyeyim bilmiyorum.Neyse en azından bundan sonra çevirmenine yayın evin falan  dikkat ederim :)Size de tavsiyem eli yüzü düzgün bir yayın evinden bu kitabı alıp okumanız.Her ne kadar Jane Austen yarattığı karakterler içinde en sevdiği kahramanın Aşk ve Gurur'daki  Elizabeth  değil, Emma'daki (!) Emma olduğunu söylese de ben gururlu ve ön yargılı Lizzy'ciğimi, saftirik zengin kızı Emma'ya 10 kez tercih ederim:)

3.SANA SOYUNDUM - SYLVIA DAY
Tamam çoluk çocuklu kadınım yakışıyor mu bana ama ...Boyu bosu devrilesi Mr Grey yüzünden erotik romans kavramıyla tanıştığımdan ve de  'Grey'i beğenen bunu da beğendi hemi de çok' yorumları yüzünden bunu da okudum.
   Aslında baştan çok itici geldi çoğu şeyin  Fifty Shades serisine fena halde benzemesi.Hatta benzemeyen yerlere bile gıcık oldum :'Sırf ona benzemesin diye tam tersini yazmış Sylvia Teyze' dedim ama bunlar  bir günde okuyup bitirmeme engel olmadı tabii :D..Sürekli bir kaçmalar kovalamalar...Sonracığıma aşktır, kıskançlıktır, tutkudur, püsürsür derken sonuna geliverdim..




4.REFLECTED IN YOU- SYLVIA DAY

Çok da bayılmadım dedim ama başlamış da bulundum seriye..Merak ediyordum nolucak bunların hali diye....Baktım internetten pdf olarak indiriliyor.Elime mi yapışır ayol indirip  okusam dedim.İndirdim. Okudum.Bitirdim. Ve bayıldım. Grey Mrey hikaye Cross Bey oğlum dünya ahiret biraderim olasın(kocam okur falan diye önlemimi alayım da aman): adamın dibisin şeker kardeşim:)Go Cross Go..
Bu ikinci kitap henüz Türkiyede yayınlanmadı bu ayın sonunda çıkacak deniyor .Üçüncü kitap da 4 Haziranda çıkıyormuş..Heyecanla beklemekteyim..






5.UĞULTULU TEPELER- EMILY BRÖNTE

Bu kitapla tanışmam lisedeyken bir gece yarısı TRT 2'de izlediğim bir film sayesinde olmuştu. Ralph Fiennes oynuyordu hiç unutmam.Unutmam tabii çünkü defterime not almıştım filmin sonunda cast akarken.Hem de niye biliyor musunuz?Kim 500 Milyar İster de sorulur diye.Böyle tuhaflıklarım vardı evet.Ama gülme ey okur o zaman Google mı vardı?Bilgi kolay ulaşılmadığı için kıymetliydi..Hele benim gibi doğuştan meraklılar için her bir bilgi kırıntısı paha biçilemezdi.
 Her neyse filmi izleyince ertesi gün koşa koşa gidip İngilizce Örtmenime anlatmıştım.O da üniversitedeyken kitabını okuduğunu söylemişti.Ben de mi okusam dedim ama üniversitede nasılsa okunuyormuş diye acele etmedim.Kısmet bugüneymiş.Üniversite bittikten 8 yıl sonraya.Çok çok etkileyici bir hikaye.Kendisinden önce okuduğum Jane Austen romanlarıyla ilgisi yok.Hem karabasan gibi hem değil gibi.Tuhaf bir atmosfer.Karakterlerin hepsi ayrı ayrı ilginç ama Heathcliff edebiyat tarihinin bence en unutulmaz karakteri.Ben daha çiçekli böcekli hatırlıyordum nedense hikayeyi,o yüzden okurken biraz daraldım ama yine de kısa sürede bitirdim.Mutlaka okumak gerek diye düşünüyorum.


6.RUHUNDAKİ ZEHİRLE YÜZLEŞ -  TESS GERRITSEN

Tess Gerritsenin peynir ekmek gibi satmaya başladıktan sonra, kitapları daha yüzeysel olmaya başladı gibi geliyor bana.Yine polisiye, yine bir gizemi çözmeye çalışırken birbirine aşık olan güçlü iki karakter. Ama tabii yine merak uyandıran ve kolayca okunan bir roman..Bir iki günde bitti.Biraz sabun köpüğü gibi geldi bana.Okudum ve unuttum.Konusu: Bir adam uyuşturucu bağımlısı olan üvey kızını mı arıyordu neydi. Amaaan unuttum gitti:)




7.MASUMİYETİN İÇİN SAVAŞ - TESS GERRITSEN

Bu diğerinden biraz daha etkileyici bir hikayeydi.O yüzden nerdeyse tamamını hatırlıyorum.Pek yapmam ama bunu ıspatlamak için şimdi size konusunu anlatacağım:)
Bir gazetede çalışan ve gazetenin sahibiyle yasak aşk yaşayan Miranda'nın, adamın onun evinde ölü bulunmasıyla bir numaralı katil zanlısı olması ; masumiyetini ıspatlamaya çalışırken rahmetli (!) eski sevgilisinin erkek kardeşiyle yakınlaşması ve katilin Ahmet Ümit romanlarındaki gibi hiç beklemediğimiz birinin çıkması anlatılıyor..

Gayet kolay okunan güzel bir kitap..


Buraya kadar okuyan varsa 3 kere kapıyı tıklatsın..Ay dur ya da tıklatmasın..Korkarım şimdi gece vakti. Hem Melis de uyanır neme lazım:)

Tuesday, January 29, 2013

Ayın Kitapları

1.BİR SORU BİR AŞK -DAVID NICHOLLS

Kendimi kahramanıyla özdeşleştiremediğim romanları pek sevemiyorum.Bu kitaptaki oğlan da öyle şapşal öyle beceriksizdi ki onu da hiç sevemedim.(Şapşal ve beceriksiz değilim demeye mi getirdim ne inceden inceden:)) Her neyse oğlan baştan beri alıktı, olsun dedim, daha üniversiteyi yeni kazandı,  büyüyüp serpilecek, gelişip akıllanacak dedim, çok genç daha;  kanı deli akıyor, zamanla düzelir dedim. Bir abla olarak istedim ki sonu Bir Çirkin Betty olsun, bir Kezban Pariste olsun, Bir Emel Acarla beni baştan bıdıbıdı olsun nebiliyim.Ama yok..Sanki duvara konuştum..Neyse hiiiç anlatmayayım ayrıntısını..Sinir oldum çok ama sıkıcı falan değil aslında.Ben oğlana şahsi garezimden beğenmedim diyorum.Alın okuyun siz.Bir de çevirisinde biraz problem var sanki pek akıcı değil, böyle çeviri çeviri kokuyor:))Demedi demeyin..

2.KUYUCAKLI YUSUF - SABAHATTİN ALİ

Bu kitabı bu  kadar geç okuduğum için de, satın almayıp başkasından ödünç aldığım için  de çok pişmanım.Sabahattin Ali romanlarının adında mı bir şey var kabında mı bilemiyorum ama beni hiç çekmemişti şimdiye kadar.Oysa okuduğum iki kitabı da öyle muhteşemdi ki..Hele Kuyucaklı Yusuf..Mutlaka okunmalı mutlaka..







3.BİR YUMAK MUTLULUK- DEBBIE MACOMBER

Tamam çok fazla bir şey beklemiyordum.Debbie Macomber kitapları kadın programları gibiydi.Canın sıkıldığında yapacak bir şey yoksa okunur, keyif de alınırdı üstelik. Ama bu kitap keyif vermek bir yana ,benim resmen ömrümü yedi..Yarabbim o ne maddi sıkıntılar, o ne aldatılan/terk edilen kadınlar, o ne dengesiz adamlar...Kabına öyle pofidik kedicikler, yumaklar, çizgili tenteli dükkanlar koyunca ben de hakikaten mutlu olacağız sandım.Nerdeee..İçim şişti içim..Yazan teyzeye de hem üzüldüm hem kızdım..Kadınceğiz klişe olamamak için uğraşmış didinmiş, ''öyle sandığınız kadar pollyannacı değilim'' diye kadın kahramanları türlü türlü dertlere gark etmiş sonra da nasıl çözeceğini bilememiş bir tane peri baba uydurmuş..Vallahi bakın..O mübarek Peri baba peri tozunu serpiştirince dünya güllük gülistanlık oluverdi.Koskoca kadınsın  Debbie Teyze, kalıbından, kemik gözlüğünden utan..Böyle saçma son mu olur? Bir de orjinal almıştım üstelik tüm kitaplarını.Görürsün sen..Bak bundan sonra  Akmar'a gidip korsan almıyor muyum? Oh ne yazsan okuyor değil mi kerizler?Görürsün sen..
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...