Lilypie First Birthday tickers

Lilypie Third Birthday tickers

Pages

Thursday, January 26, 2012

Ayın Kitapları

Ben biriktirmeyi sevdiğim için yazıyorum okuduklarımı,bir de belki zevkleri bana benzeyen birilerine az buçuk fikir vermek istediğim için..Kitap eleştirmenliğiyle uzaktan yakından ilişiğim yoktur.Durun hatta şöyle açıklayayım:

Geçen ay okuduğum İskender'i bir eleştirmen nasıl anlatmış bakın:
  •  Cemile, roman boyu ortaya çıkan ikiliğin, ikizlik hallerinin de ana ekseninde. Bireyselleşme sürecinde “ötekileşen” bir tür başat alt benlik işlevi görüyor... Pembe ile Cemile, birbirlerinin aynadaki yansımaları gibiler.
Peki ben nasıl anlatmışım?
  • Elimden bırakamadım.Melis gözlerini kapar kapamaz elime aldım,gece yarılarına kadar okudum.Bence harika bir kitaptı.
:))Eveet şimdi istediğiniz edebiyat eleştirisi okumaksa burdan evlerimize dağılabiliriz.Yok 'biz illa ki seni okumak istiyoruz,Nasıl buldun arkadaşım?Ne hissettin?Melis n'aptı?Serkan nasıl? Nolur burda kalalım!'derseniz buyrun başımın üstünde yeriniz var..Ben bu ay bunları okudum:

SERENAD-ZÜLFÜ LİVANELİ

  Okurken İmam-ı Azamın şu sözü geldi aklıma:Bilmediklerim ayağımın altına konsaydı,başım arşa değerdi.
   Genellikle kitap okumaktan beklediğim sadece keyif almak,farklı bakış açıları görmek,farklı hayatlara tanıklık etmek ama bir de yanında bir şeyler öğrendiğim zaman tadından yenmiyor.Bu kitabı çok sevmemin sebebi de bu..İkinci dünya savaşı sırasında ve sonrasında ülkemizi de ilgilendiren,fakat şimdiye kadar hiç duymadığım için kurgu olduğunu sandığım(evet ne yazık ki öyle sandım) pek çok şey öğrendim..Kitabın her yerine bayıldığımı söyleyemem.Gereksiz olduğunu,mantıksız olduğunu ve yanlı olduğunu düşündüğüm bazı yerler de oldu ama kitabı bitirdikten sonra kapıldığım his,'iyi ki okumuşum' oldu.İnsanın insana ettiklerini aklım almadı bazen;bazen karakterlerin yerine kendimi koydum,bazen koymaya bile cesaret edemedim..Naçizane önerim alınız okuyunuz,pişman olmazsınız..

KÜRK MANTOLU MADONNA- SABAHATTİN ALİ

    Önyargılarım yüzünden okumayı çok ertelediğim bir kitap. Nedense adını hiç sevmemiştim,bana hiçbir şey çağrıştırmıyordu,almaya elim gitmiyordu hiç...Yine gitmedi,bir arkadaşımdan ödünç aldım.. Ama...Fakat..Lakin çok pişmanım,çok..Kesinlikle alıp kütüphaneme de koyacağım..
   Daha ilk sayfalarında bağlandım,hazine bulmuş gibi hissettim kendimi..İnsana dair,nasıl bu kadar güzel tespitler yapılabilir ve nasıl bu kadar güzel anlatılabilir?Onlarca cümlede durup düşündüm,aklımda tutmak istedim,altını çizmek istedim..Hikaye güzel tamam da ben hep yazarı düşündüm,'nasıl yazdın be adam ?' dedim sürekli.(Benzer duyguları bir de geç keşfettiğim Sait Faik'e karşı  hissetmiştim,anmadan geçemeyeceğim:)Sabahattin Alinin hayatını da merak ettim,bir müsait zamanda bu konuya eğileceğim.
Konusuna gelince Özetle 'Durgun sular derin olur', özetle ''Nerde boynu bükük bir garip görsen hor görme kimbilir ne derdi vardır'' özetle 'ben ettim siz etmeyin alınız okuyunuz.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...