Lilypie First Birthday tickers

Lilypie Third Birthday tickers

Pages

Thursday, November 24, 2011

Bir Daha Hiç Kitap Okuyamayacağımı Sanmıştım:)

     Melis'in doğumundan sonraki iki ay postnatal depresyonun dibine vurduğum için gözümün kitap falan göresi yoktu.Benim hayatım bitmişti,bundan sonra artık kitap falan okuyamazdım,bu çocuk hiç büyümeyecekti zaten ..Lohusalığın gözü kör olsun.İnsan öyle sanıyor:)Çok şükür ikinci aydan sonra  yavaş yavaş hayatımız düzene girdiği için kitapceğizlerime kavuştum.Şimdi son 3 aydır okuduğum kitaplar hakkında bir iki şey yazıp 'Ne okusam?' diye düşünenler varsa bir nebze olsun faydalı olmak istiyorum..(Kitleleri ardımdan sürüklediğim içün didaktik olayım dedim.Şaka maka 19 kişi oldu sevgili  izleyicilerim,çoook sağolunuz varolunuz:)Şimdi ciddiyetle kitaplara geçelim:



1.Uzun Beyaz Bulut Gelibolu/Buket Uzuner : Buket Uzuner'in kitaplarından çoğunu okudum.Çok güzel yazıyor ama bazen kitaplarının sonu çok tatmin edici olmuyor.Bu kitap öyle değildi çok şükür.Sonuna kadar keyifle okudum ve okumayı çok özlediğimi fark ettim..Çanakkale savaşı üstüne çift katmanlı bir kitap.Hem savaş zamanında yazılan mektuplarla ilerleyen bir hikaye var hem de 2000li yıllarda devam eden bir hikaye var.İkisi de akıcı,merak uyandıran,insanı içine alan hikayeler..Sıkılmadan okunuyor.Tavsiye ederim.
 Bir de kitapta geçen şuna benzer bir cümle beni çok etkiledi.Anzaklar haksız oldukları bir savaşta yenilen atalarının anısına hala sadakatle bağlıyken biz kendi ülkesini yedi düvele karşı çok zor şartlarda savunan haklı ve galip atalarımıza haksızlık ediyoruz.Çok haklı ve çok acı bir cümle bu.Melis'i kesinlikle Çanakkale'ye götüreceğim büyüdüğünde.Çanakkale küçümsenecek bir zafer değil.Hakkıyla kutlanmalı.



2.Hulki Bey ve Arkadaşları:/Yiğit Okur Açıkçası böyle bir yazar olduğunu bile bilmiyordum.Kardeşim annemle göndermiş.Başka  kitabım olmadığından okudum,yoksa adı pek cazip değildi.Akıcı bir kitap,kolay okunuyor.1950-70li yıllar arasında 4 arkadaşın hikayesini anlatıyor.Çok etkileyici bir kitap olduğunu söyleyemem.
Bence:Vaktiniz bolsa,yapacak işiniz yoksa okuyabilirsiniz





3.Merhaba Bebek/Sinem Olcay Kademoğlu: Geç bulduğum için çok üzüldüğüm bir kitap.Keşke hamileyken alıp okusaydım.Çok faydalı,ihtiyaç duyduğun tüm bilgiler var,tüm endişelerinin,korkularının açıklaması var.Lohusanın el kitabı resmen.Tanıdığım bütün hamilelere zorla alıp okutacağım.
Bence:Bebek bekliyorsanız  ya da bebek sahibi olmayı düşünüyorsanız mutlaka okumalısınız.





4.Babil Köpekleri/Carolyn Parkhurst:Bu kitabı da 2 ay önce falan D&R'ın ucuzluk köşesinden 4 liraya almıştım.İyi bir kitap olsa neden 4 lira olsun falan diye önyargılar geliştirmeyi de ihmal etmemiştim.Fevkalade yanılmışım.Genç bir yazarın ilk romanı.başka yazarsa onları da alacağım.Çünkü harika bir kitaptı.Çok heyecan verici bir hikayesi var.Paul Iverson adlı bir akademisyen,karısının ağaçtan düşerek öldüğünü ve bu olayın tek şahidinin köpeği olduğunu öğreniyor.Köpeğe konuşmayı öğreterek o gün olanları öğrenmek için çalışmaya başlıyor.Sonuna kadar zevkle okudum.
Bence:Okursanız seversiniz:)


  • Kitapçıda gezerken hiç İnci Aral okumadığımı farkettim.İnci Aral'ın Mor adlı kitabını aldım.Aslında üçlemeymiş ama diğerlerinin kapağını okuduğumda pek hoşlanmadım.Bu kitap ilgimi çekmişti.Cep boy,250 sayfa kadar okudum,gayet iyi gidiyor.Sırada İskender var..Çok heyecanlıyım:))

Monday, November 14, 2011

Burası Çok Güzel

    Ben hep çok meraklıydım;küçükken,büyürken,büyükken de tabii..Antenlerim hep açıktır seslere,kokulara,hikayelere,konuşulanlara,yazılanlara,temelde insanlara,hepsine..Şu blog işini keşfettiğim öyle iyi oldu ki..Tam bana göre burası..Gizlice kulak kabartmama,geçerken ne görebilrsem kardır deyip evlerin içine bakmama(:))) gerek kalmadı artık.İnsanlar evlerini,iç dünyalarını kendileri açıyorlar ve  sadece göstermek istedikleri kadarını  gösteriyorlar.Rahatsız olan,''sokağıma giremezsin,çekmeyin kardeşim'' diyen yok.Alan razı satan razı..Envai çeşit insan,envai çeşit hayat..Öğrendiklerim,aldığım ilham,hissettiklerim yanımda kar..
   Serkan nöbetçi vardiya amiri bu gece (her ay iki defa olduğu gibi),Melis de çirkeflik etmeden uyudu.Babasının olmadığını görünce kıyamadı bana sanırım..Ben de hamileyken ve doğumdan sonra ilk zamanlar hep yapmak istediğim gibi yüzüstü yattım yatağa(ne büyük mutluluktur bu Allahım:)),bloglardan bloglara atladım,keyiflendim.Bu anı ölümsüzleştireyim dedim.
Annem beni uyutup gidiyor,emziği pıt diye atıp uyanıyorum.Tam isabet yine!
     Bir aralar bir resim görüyordum bloglarda şimdi arayıp bulamayacağım -kızımınkiyle idare ediniz- ama öyle hissediyorum vee 'I am a happy blogger!'' diyorum henüz keşfedilmemiş bir blogger olarak..kih kih kih!

Thursday, November 10, 2011

Bizim Bayram

   Kurban Bayramı bu defa pek bayram gibi kutlanmadı bizim evde.Şeker toplamaya tek bir çocuk bile gelmedi..Haklı insanlar,ben de yollamam Melis'i tanımadığım kişilerin evine, Kayseri faciasından sonra...
     Ben yine de havaya girmeye çalıştım.Tamam memleketlere gidememiş olabiliriz ama sen artık anne oldun Nuray, bayram geleneklerini yaşatmalısın dedim.Arefe Günü deliler gibi temizlik yaptım.Cam çerceve,halıları kaldırdım,sildim,ovdum parlattım.Akşam yemeği itibariyle her yer dağılmıştı ama olsun..Denedim yine de..
     Bayram sabahı kalktık Melis'in ciyaklamasıyla:)Serkan saatini kapatıp uyuyakaldığını fark etti,üzüldü namazı kaçırdığı için.Ben de hanımı emzirdim güç bela,gazını çıkarttım.Gelen giden olmayacak biliyordum ama yine de Melis'i giydirdim güzelce.Serkan ekmek almaya gidecekti.Melis'i sarıp sarmaladım,verdim kucağına,bari dışarı çıksın kıyafeti ziyan olmasın diye.Kahvaltıdan sonra çocuğa elbiseyle eziyet etmenin anlamı yok deyip tekrar pijamalarını giydirdik,uyuttuk.
      Annelerle,babalar,abiler,ablalarla konuştuk.Anneme 'heves ettim,Melis'e bayramlık giydirdim ama gelen giden olmadı,ben de fırına yolladım babasıyla' dedim.Gülüştük.Yarım saat sonra halam aradı,onunla Arefe Günü konuştuğumuz için aramamıştım bayram sabahı.Ben  bir şey duydum,çok üzüldüm de ondan aradım dedi.Ay hayırdır n'olmuş dedim?Annemleri aramış,Melis'in fırına gittiğini duymuş çok üzülmüş:)Kendisi de eniştemin işi yüzünden iki çocuğunu Ankarada aileden uzakta büyüttüğü için derinden etkilenmiş kuzumun halinden..'Aah ne vardı sen burda otursan ya da ben orda,bakardım ben kızıma,yapayalnız büyümezdi' dedi,ağlaştık...
Basabiliyorum da azıcık
     Melis uyandıktan sonra karnını doyurup yakınlardaki bir alışveriş merkezine gittik..Çok eğlendi tosbağa..Biraz dolaşıp döndük eve.
Ayakta uyuyan kuzu
     İkinci gün yine aynı sabah telaşını atlattıktan sonra Melis'i giydirip Serkan'ın Gaziosmanpaşa'da oturan amcasına gitmek üzere yola çıktık.Geçtiğimiz bayram yaptığımız Edirne yolculuğundan sonra yaptığımız en büyük hataymış.Trafik korkunçtu,dur kalk dur dur dur şeklinde saatler sürdü gitmemiz.Melis ağlamaktan bitap düştü,koltuğunda oturmadı,kucağımda durmadı,oyuncaklara kanmadı,en son ayağımda sallayayım bari dedim.Derdi oymuş,dakikasında uyudu..Amcalarda herkesi yabancıladı,kucaklarına gitmedi ağladı.Serkan bayıldı bu duruma.Kızım beni tanıyor,bak bende ağlamıyor dedi durdu,çok gururlandı.Eve de aynı çileli yolculukla döndük.Yine ayakta uyutma suretiyle etkisiz hale getirdik fındığı.
    Dersimizi alamamış olmalıyız ki ertesi gün İKEA'ya gitmek üzere yollardaydık yine.Normal yol tıkalıydı,başka bir yol denedi Serkan,orası da tıkalı olunca amacımıza ulaşamadan yol üstündeki e-bebek mağazasını şöyle bir gezip eve geldik.
     Dördüncü gün yani bugün de Seysey Hanım ve eşi Onur Bey teşrif ettiler.Yeni gelin Seysey Hanım kayınvalide topraklarındaymış.Gezmiş eller öpmüş ve yurda dönmüş.Kızımın elini öpüp bir de üstüne harçlık verdiler.Melis Hanım hayatının ilk bayram harçlığını 9 Kasım 2011 günü yani tam beş aylık olduğu gün aldı:)Fark etmedi kendisi tabii ama olsun.Ben mutlu oldum..
  İşte böyle bitirdik bayramı.Serkan yarın (ve hayatı boyunca hiç durmadan)çalışacağı için erken yattı,Melis çingenesini de 1,5 saatlik uğraş sonucunda uyutabildim,cork cork emziğini emiyor şu an:)Ben de yatayım artık.Yarın eltimler geliyor memleketten.Silivriye geçmeden bize uğrayacaklar,haftasonuna kadar kalırlar büyük ihtimalle..İyi geceler günlük...

Wednesday, November 2, 2011

Bir Tuhaf Post

Hoşgeldin Kasım,
Öncelikle senden çok şey beklediğimi bilmeni isterim.Örneğin;
  • Ülkemizde artık bir şeylerin (herşeyin değilse de bir şeylerin)yoluna girmesi gerek;bu hükümetten,muhalafetten önce senin görevin.
  • Deprem bölgesindeki insanların evlerini karakış iyice bastırmadan yap.
  • Allah'ın belası teröristler artık lanet silahlarını bıraksın.
  • Hak eden hak ettiği cezayı alsın.Yargıçlar insanlık dışı sapıkları kılıfına uydurup salıvermesin.
  • Gerizekalı eski kocalar boşanmayı hazmedebilsinler,eski eşlerini rahat bıraksınlar..Bu konuda da bir şeyler yaparsan sevinirm.
Kendim için de bazı isteklerim olacak:
  • Melisin uykusu düzene girsin,emmesi de..Sen de çok iyi biliyorsun ki bunun için önce gazının bitmesi lazım.Lütfen artık gazı olmasın.5 aylık oldu nerdeyse artık sabahlara kadar ağlamasın gaz yüzünden.
  • Sonra internetteki  tuzu kuru,sütü bol,çocuğu lıkır lıkır emen annelere insaf ver.Mama vermek zorunda kalan annelere çocuğun kolunda sigara söndürmüş muamelesi yapmasınlar..Canını yakmasınlar..
  • Serkan daha az çalışsın.İnsanca saatlerde eve gelebilsin.
  • Ak tülbentli nur yüzlü bir teyze peydah olsun ve günde 1 saat ben Melise bakayım sen de yürüyüşe çık.Hem biraz nefes alırsın hem de şu göbeğin erir desin.Lütfen.
  • Ha bir de: 24 saat küçücük bir evde sürekli ilgi bekleyen bir bebekle yaşayan,emzirmek için her yolu deneyen(ayakta,koşarak,yatarak,bangır bangır müzik açarak,uyutarak)ama yine de bebeği düzgün emmediği için kendini suçlayan,sürekli süt sağan,yetiştiremeyen,mama verince kendini suçlayan,kocası hep geç gelen,havalar soğuduğu için bebekle sokağa da çıkamayan,şu koca şehirde gidecek tek bir akrabası olmayan,sevdiği herkes çok uzaklarda yaşayan,lohusalığı uzun sürmüş,uykusunu alamamış anneler saçmalayabilir bazen.O zaman onları affet sevgili Kasım...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...